Filistin'deki insanlık dramı, dünya genelinde vicdan sahibi bireylerin içini sızlatırken, bu trajediye karşı gösterilen tepkiler de büyük bir farklılık gösteriyor. Türkiye'de bazı seküler yazarlar, çizerler, mankenler, oyuncular ve şarkıcılar, sokak köpeklerinin haklarını savunmada gösterdikleri duyarlılığı, Filistin'de ölen insanlar için göstermemekle eleştiriliyor. Bu makalede, bu durumu ele alarak, neden böyle bir tepkisizliğin ve çifte standardın var olduğunu tartışacağız.
Seküler Kesimin Tepkileri ve Çifte Standartlar
Türkiye'deki bazı seküler kesimler, genellikle hayvan hakları konusunda oldukça aktif ve duyarlı bir tutum sergiliyorlar. Sokak köpeklerinin korunması, barınakların iyileştirilmesi ve hayvan haklarının savunulması gibi konularda yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Bu elbette ki takdir edilesi bir davranış; zira hayvan hakları, medeniyetin ve insanlığın önemli bir göstergesidir.
Ancak, aynı duyarlılığı Filistin'deki ölen insanlar için göstermemeleri, ciddi bir çifte standart ve ahlaki bir sorun olarak göze çarpmaktadır. İsrail’in Filistin’deki saldırılarına sessiz kalmaları veya bu saldırıları meşrulaştırmaya çalışmaları, vicdan sahibi bireyler tarafından eleştirilmektedir. Bazı ünlü isimlerin, savaşta çocukların kalkan yapıldığını iddia ederek veya ölen insanları suçlu göstermeye çalışarak, bu trajediyi küçümsemeleri ve hatta örtbas etmeye çalışmaları büyük bir insanlık dramıdır.
Medyanın Rolü ve Algı Yönetimi
Medya, toplumun algılarını şekillendirmede büyük bir rol oynar. Türkiye’deki bazı medya organları, Filistin’deki durumu yeterince gündeme getirmemekte veya taraflı bir bakış açısıyla sunmaktadır. Bu, toplumun geniş kesimlerinin konuyla ilgili doğru bilgiye ulaşmasını engellemektedir. Seküler kesimde yer alan bazı ünlüler, medya üzerinden oluşturulan bu algıyı benimseyerek, Filistin’deki trajediyi görmezden gelmekte veya yanlış yorumlamaktadır.
İnsanlık ve Vicdan
Herhangi bir dine veya inanca sahip olmadan da, insani değerler ve vicdan sahibi olmak mümkündür. Ancak, insanların bulundukları makamları veya sosyal statülerini kaybetmemek adına, zulme sessiz kalmaları veya zulmü meşrulaştırmaya çalışmaları kabul edilemez bir tutumdur. İnsan olmanın gereği, nerede ve kim tarafından yapılırsa yapılsın, zulme karşı durmak ve mazlumun yanında olmaktır. Filistin'de yaşananlar, basit bir siyasi çatışma değil, büyük bir insanlık dramıdır. Bu dram karşısında sessiz kalanlar, tarih önünde büyük bir sorumluluk taşımaktadır.
Vicdanlı ve Merhametli Olmak
İnsanların vicdanlı ve merhametli olması, toplumun ve medeniyetin temel taşlarından biridir. Sokak hayvanlarının korunması için gösterilen çabanın, insan hakları ihlallerine karşı da gösterilmesi gerekmektedir. Her insanın yaşam hakkı, onuru ve güvenliği, en temel insan haklarındandır ve korunması gerekir. Filistin'de ölen insanların, sokak hayvanları kadar bile değer görmemesi, insanlık adına büyük bir utançtır.
Sonuç
Türkiye'deki seküler kesimin, Filistin'de yaşanan insanlık dramına karşı gösterdiği tepkisizlik ve çifte standart, eleştirilmesi gereken ciddi bir sorundur. İnsan haklarına duyarlı olmak, sadece belirli konularda değil, her alanda aynı tutarlılığı ve vicdanı gerektirir. Filistin’de ölen insanlar için ses çıkarmayan, zulmü meşrulaştıran ve mazlumları suçlu gösteren tutumlar, insanlık adına büyük bir utanç kaynağıdır. İnsan olmanın gereği, her zaman ve her yerde, mazlumun yanında durmak ve zulme karşı ses yükseltmektir.